top of page

Miray'dan ikinci mektup: SEÇİM


BÖLÜM 1: BİLMİYORUM


İKİNCİ MEKTUP: SEÇİM


Merhaba!

Ben geldim yine.

Bilmeyen olmak diyorduk. Nasıl geldi sana bu kavram? Belki bildiğin bir şeydi, olsun. Bir de benden dinledin. Şimdi biraz daha genişleyelim “bilmeyen olma” alanının içinde. Nefes alıp verelim ve bu kavramın serpilmesine izin verelim içlerimizde…


Gelelim bugünün aracına: Odaklanacağın şeyi seçebilirsin. Bizlerin aradığımızı bulma gibi bir kapasitemiz var. Mesela şikayet edeceğin bir şey ararsan bulabileceğin gibi, şükredeceğin bir şey ararsan onu da bulursun. Mesele, sen nereye odaklanmayı seçeceksin? Bu toksik pozitiflik, ya da negatif gerçekliğe gözlerini kapa gibi bir şey değil bahsettiğim. Bu, farkındalıkla ve pratikle geliştirebildiğimiz, yaşamayı kolaylaştıran ve keyifli hale getiren bir beceri. Hadi şimdi bu aracı mesela uyandığımızda nasıl kullanabiliriz ona bakalım.


Şimdi geceden nohut suya konur ya, hah işte öyle merakımı geceden suya koyacağım ki şişsin, sabaha hazır olacak. Yarın benim günüm, sabah benim için kalkmayı daha keyifli hale neler getirirdi? Gülümseyerek uyanmayı seçebilir miyim? Gülümsemek rahatlatıyor sinir sistemini. Biri gülünce gülmek nasıl bulaşır, hatırla. Hah işte bak sen de seçersen, nasıl bir hali beslemek istersin ve nasıl bir etki yaratmak istersin etrafında da? Etkileniyorsak etkileyebiliyoruz da. Bugünün nasıl hediyeleri olacak acaba? Nelere taptaze gözlerle sıfırdan bakacağım, önceden bakıp geçtiğim o şeyde hangi detayları keşfedebilirim? Biliyor gibi yapmasam, kestirip atmasam, iletişimlerde nasıl bir hal içinde olurum? Farkına varmadığım neleri fark edebilirim? Bir yargı değil de meraklı yargısız bir soru formunda yaşamak neye benzerdi? Dinlemediğim için duymadığım, sormadığım için yanıtını almadığım neler olabilir? Kimlerle içten bir temas içinde olabilirim? Hayata merakla bakmak nasıl olur? Çocuk gibi, uzaylı gibi, bir kaşif, bir araştırmacı gibi yaşamak ve yaratmak hayatımı, an be an seçimlerle, nasıl olurdu?


Çocukların karşılaştıkları nesneleri nasıl da merakla incelediklerini getir aklına. İmgeler canlanacaktır zihninde. Tutarlar, koklarlar, ağızlarına götürürler, tadına bakarlar, içine ellerini sokar, etrafa bulaştırırlar, oynarlar ya hani… Hah işte o merak… Sıfırdan bakmak. Sonra mesela konuşmaya başladıklarında, bu ne, bu ne, neden, neden diye de sorup dururlar… Mesela zihninden “kesin öyle olacak, böyle olacak” gibi aksi o an için kanıtlanamaz sorularla seni şüpheye düşüren bir ses yükseldiğinde hatırla : “Niye öyle olsun ya, öyle olsa da bu niye o kadar kötü olsun? ” Gerek yok cânım zihnin bu hınzır oyunlarına gelmeye. Hatırlayacağımız şey; her ne olursa olsun, o an geldiğinde, içinden geçip gidebilmek için yeterli donanıma sahip olduğumuz. Başaramazsam ölürüm dediğiniz, başaramadığınız ama ölmediğiniz hatta bunun sizi büyüttüğü deneyimleri hatırlayın. “Onsuz yaşayamam" dediniz belki ve yaşadınız. Yargıya varmakta, sonuca varmakta acele etmeyelim. Merakla izlemeye devam edelim. Zihin de işini yapıyor ne yapsın. Çok kullanılmış o kodu çağırıp duruyor. Ama aklımızın süzgecinden geçirmek, sorgulamak bize düşüyor.


Neden sorusunu çok sevmem, bizi spekülasyona götürdüğü, kitleyip bıraktığı, cevabının da bir işe yaramayacağı o yerlerde, neden böyle oldu, neden gitti, neden beni sevmedi, nedense neden… Oldu işte, türlü nedenleri olabilir. Ama bazı yerde de öyle iyi gidiyor ki! Mesela sorgulamadan, ezbere devam ettirdiğimiz, o bize hiçbir şekilde hizmet etmeyen inanışlar için! Ne alakası var, neden ille öyle olsun ki, anlamıyor ben:)


İşte bilmeyen olmak aracı ,bize yeni olasılıkların ve daha doyumlu temasların kapısını açacak bir anahtar olarak şimdi, şu an çantaya atılsın. Gün içinde ne zaman bilen olma tuzağını fark ederseniz, o an yeni bir seçim yapabilirsiniz. An’ın ipi dönmeye devam ediyor, sen de fark ettiğinde atla ve başla zıplamaya gitsin.


Oyunlu, meraklı, maceralı günlereeee!


207 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Miray'dan şimdi'lik son mektup: ŞÜKRAN

BÖLÜM 3: AKIŞTAYIM ÇOK ŞÜKÜR SON MEKTUP: ŞÜKRAN Merhaba, Bilmeyen olmak, değişime güvenmek, maceraya açılmak, direnme hakkımızı da kendimize vermekten bahsettik şimdiye kadar olan yazılarda! Bu mektup

Miray'dan sekizinci mektup: KONTROL

BÖLÜM 3: AKIŞTAYIM ÇOK ŞÜKÜR SEKİZİNCİ MEKTUP: KONTROL Merhaba, İşte yeni bir gün! Bakalım günün içinde senin için nasıl hediyeler saklı? Umarım bu yazıda da bir hediye bulup alıverirsin kalbine. Bugü

Miray'dan yedinci mektup: DİRENÇ

BÖLÜM2: DEĞİŞİYORUM YEDİNCİ MEKTUP: DİRENÇ Merhaba yenideen, Dirençten bahsedeceğimi söylemiştim. Bilmem merak etmiş miydin, aklının bir köşesinde kalmış mıydı? İşte şimdi geldi zamanı dirence bakmanı

bottom of page