Kişiliğin Gelişiminde Acıları Farketmenin Rolü: Otantik Varoluş
Miller ve Hubble tüm psikoterapi sistemlerinin, ortaya çıktıkları dönemin izlerini taşıdığına işaret eder. Örneğin psikanaliz, baskıcı Viktorya döneminin sonunda cinsellik üzerindeki; bilişsel terapi, enformasyon çağında zihin ve algı üzerindeki vurgusuyla ortaya çıkmıştır. Varoluşçuluğun gelişimine baktığımızda ise, olanca yıkıcılığı ile I. ve II. Dünya Savaşları’nı ve gündelik yaşamın içine işlemiş olan ölüm, dehşet ve umutsuzluk karşısında insanoğlunun anlam arayışınıgörürüz (akt. Prochaska&Norcross, 2007, sf. 99). Yalom’a göre de kaynağını Avrupa’dan alan bu gelenek her zaman insani sınırlılıkları ve varoluşun trajik boyutlarını vurgulamıştır. Bu Avrupalıların tam da yukarıda sözü edilen savaş, ölüm ve belirsiz varoluşlara daha çok tanık olmalarının, coğrafi ve etnik sorunlarla daha fazla yüzleşmelerinin bir sonucudur (akt. Davison&Neale, 2004, sf.534) O halde tarihsel süreç göz önüne alındığında varoluşçuluğun acıdan ve acının farkındalığından doğduğunu söyleyebiliriz.
Daha fazlasını okumak ister misiniz?
Bu özel yazıyı okumaya devam etmek için www.miraysasioglu.com sitesine abone olun.