top of page

Kendine Döndürme: İhtiyaç ve Duygu İfadesinde Okunamayan Bir Altyazı

İnsan ve çevre bir bütündür. Fiziksel ve duygusal tüm ihtiyaçlarımızı içinde olduğumuz çevre aracılığıyla karşılarız. Bebeklik çevreye olan ihtiyacımızın en belirgin olduğu zamandır. Eğer çevremizce korunup desteklenmez ve çevremizden bakım almazsak varlığımızı sürdüremeyiz. Zamanla bu muhtaçlık hali azalıyor hatta kayboluyor gibi görülse de (gerçekten de büyüdükçe birçok şeyi artık kendi kendimize halledebilir hale geliriz – ki bunun kendisi de bir ihtiyaçtır), insanın çevreye olan ihtiyacı asla sonlanmaz. O halde biz var oldukça farklılaşsa da asla bitmeyecek olan fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarımızın karşılanacağı yer her zaman için çevredir. Ne zaman ki, ancak çevre aracılığıyla karşılayabileceğimiz ve tam bir doyuma ulaşabileceğimiz ihtiyacımızı, asıl hedefine yöneltmez ve kendi içimizde karşılamaya çalışırız; işte o zaman kendine döndürme temas biçimini kullanmış oluruz. Sonucunda çevreyle temasımız kesilir, ihtiyacımız karşılanmaz, büyüme ve gelişme gerçekleşmez. Şimdi, ihtiyaçlarımızın karşılanması, temas etmemiz, büyüme ve gelişmemiz önünde engel teşkil eden kendine döndürme temas biçimini; tanımı, kökeni, görünümü ve terapide ele alınışı alt başlıkları altında inceleyeceğiz.

Daha fazlasını okumak ister misiniz?

Bu özel yazıyı okumaya devam etmek için www.miraysasioglu.com sitesine abone olun.

Hemen Abone Ol
0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Bir çocuk dünyaya geldiğinde var olmak, büyümek ve gelişmek için muhtaç olduğu çevresinden edindiği bilgi, tutum ve davranışları kopyalar, büyüdükçe dönüştürür ve kendince birleştirir. Dünyayı yeniden

"Aynalarla dolu bir odadayım. Gözümü nereye çevirsem bana eleştirerek, beğenmeyerek, yargılayarak ya da beğenerek, överek, gururlanarak bakan bir çift gözle karşılaşıyor gözlerim. Bu gözetleyen, değer